19 Mayıs 2008 Pazartesi

Bir Alkoliğin Anıları




"..işte John Barleycorn'un köleleri böyledir. Şansları yaver gittiğinde içerler. Şansları kötü gittiğinde de, güzel bir gelecek umuduyla içerler. İşleri kötü gitmişse, bu sefer de bunu unutmak için içerler. Bir dostlarına mı rastladılar, içerler. Bir dostlarıyla kavga edip onu kaybederlerse içerler. Aşkları başarıyla taçlanmışsa, o kadar mutlu olurlar ki içmeleri gerekir. Aşkları reddedilirse, üzüntüden içerler. Yapacak bir işleri yoksa yine içerler, çünkü yeterince içtikten sonra beyinlerinde kurtların dolaşmaya başlayacağını ve yapacak bir sürü iş bulacaklarını bilirler. Ayık oldukları zaman içmek isterler. İçtiklerinde daha çok içmek isterler.."

".. Tanrı beni, içlerinde iyilik taşımayan, yürekleri ve kafaları buz gibi soğuk olan, sigara ve içki içmeyen, küfür etmeyen erkek cinsinin çoğundan korusun! Bunların zayıf damarlarında, yaşamın sınırlarını zorlayacak, şeytanî ve cesur olabilecek ne bir heyecan ne de bir dürtü vardır.."

"..öte yandan, midem o kadar dayanıklı, alkole karşı direncim o kadar kuvvetliydi ki, içtiğim o tek kokteyl yalnızca bir pırıltı, bir gülümseyişin soluk bir gıdıklamasıydı. Bir gün, bir arkadaş açıkça ve utanmadan, ikinci bir kokteyl içmemizi önerdi. Onunla beraber içtim. Parıltı daha uzun ve daha sıcak, gülümseme daha derin ve daha yankılıydı. Bir insan böyle tecrübeleri kolay kolay unutmaz. Bazen gerçekten içmeye başlamamın nedeninin, çok mutlu olmayışıma bağlı olduğunu bile düşünürüm.."

" '..' dedi John Barleycorn, (...) 'hayatta adalet diye bir şey yoktur. Hayat tümüyle bir piyangodur. Ama ben hayatın yüzüne, yalancı bir gülümseme kondurur, gerçeklere kahkalarla gülerim. Sen de benimle birlikte gülümse ve gül. Nasıl olsa sonunda öleceksin, ama bu arada hiç olmazsa gülmüş olursun. Bu dünya oldukça karanlık. Ben onu senin için aydınlatıyorum.' .."

Jack London,  "Bir Alkoliğin Anıları"

Hiç yorum yok: